akıllanmak ne demek?
- Karşılaşılan olayların sonuçlarından yararlanarak davranmak.
- Uslanmak.
Evlenmeden önce birtakım delilikler yapardı. Fakat birkaç seneden beri ben onu büsbütün akıllanmış sanıyordum.
K. Nadir - Yola gelmek
- To come to one's senses.
- Grow in wisdom.
- To become wiser.
- Smarten up
akıllanma
- Akıllanmak durumu
- Akıllanmak işi.
akıllanmaz
- Yola gelmesi, düzelmesi, ıslahı olanaksız.
- Söz anlamaz, nasihat dinlemez.
- Yaptığı yanlışlardan ders almayan.
- Uslanmaz.
- Incorrigible.