afiyetle ne demek?
- Ağız tadıyla, keyifle.
ağız
- Çıkış yeri
- Uç, kenar
- Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine ya da sınıflara özgü olan konuşma dili
- Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü.
- Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk.
- Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü.
- Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı
- Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap.
- Koy, körfez, liman, yol vb. yerlerin açık yanı.
- Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak.
afiyet
- Sağlığın verdiği rahat ve huzur
- Hasta olmama durumu, sağlık, esenlik
- Hastalıktan uzak.
- Sağlık, selamet, sıhhatli olmak.
- Health
- Appetite.
- Health.
- Good health.
- Well being.
afiyet bulmak
- Iyileşmek, sağlığını kazanmak.