afford ne demek?
- Para dayandırmak
- İşine gelmek
- Hasıl etmek
- Parası yetmek, gücü yetmek
- Meydana getirmek
- Mahsul vermek
- Zaman ayırabilmek
- Bulabilmek
para
- Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit.
- Kazanç, zenginlik
- Kuruşun kırkta biri.
- Yanında, yan. Örn. Para-aortik aortun yanında.
- Yunanca yanında anlamına gelen bir ön ek.
- 1,4 durumunu gösteren ön ek.
- Bir asit, tuz ya da esterin olağanüstü sayıda su molekülü ile birleştiğini gösterir ön ek.
- Çift dönme nicem sayısı ve karşıt koşut çekirdek dönüsü koşulunu belirleyen ön ek.
- Yan.
- Yanında.Dgr.: anat. para
afford assistance
- Yardım etmek
affordability
- Finansal anlamda karşılanabilme niteliği
- Satın alabilirlik