para ne demek?
Kökeni: Farsça
- Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit.
Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı.
Fikret Otyam - Kazanç, zenginlik
Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir.
S. F. Abasıyanık - Kuruşun kırkta biri.
- Yanında, yan. Örn. Para-aortik aortun yanında.
- Yunanca yanında anlamına gelen bir ön ek.
- 1,4 durumunu gösteren ön ek.
- Bir asit, tuz ya da esterin olağanüstü sayıda su molekülü ile birleştiğini gösterir ön ek.
- Çift dönme nicem sayısı ve karşıt koşut çekirdek dönüsü koşulunu belirleyen ön ek.
- Yan.
- Yanında.Dgr.: anat. para
- Investment.
- The necessary.
- Net personality.
- Pocket.
- To be pushed.
- Rhino.
- Riches.
- Roll.
- Spendol.
- Having resemblance to certain features.
- Prefix, beside, near.
- Far from, away, out, different from.
- Variety of forastero cacao bean cultivated in the Brazilian state of the same name.
- Prefix meaning behind, e g , para-appendiceal.
- Woman who has been delivered of a viable fetus.
- Paragraph.
- Paraplegic.
- The number of live-born children a woman has delivered; 'the parity of the mother must be considered'; 'a bipara is a woman who has given birth to two children'.
- 100 para equal 1 dinar.
- Soldier in the paratroops.
- An estuary in northern Brazil into which the Tocantins River flows.
- Port city in northern Brazil in the Amazon delta; main port and commercial center for the Amazon River basin.
- Para.
- Para-.
- Money.
- Monetary.
- Pecuniary.
- Coffers.
- Prefix signifying alongside of, beside, beyond, against, amiss; as parable, literally, a placing beside; paradox, that which is contrary to opinion; parachronism.
- Cash.
- Shekels.
- Ortho-, and Meta-.
- Currency.
- Shiners.
- Coin.
- Boodle.
- Brass.
- Bread.
- Refers to groups occupying 1,4 positions on a benzene ring.
- Chink.
- Beside/next to.
- Chip.
- Dough.
- Ducat.
- Dust.
- Funds.
- Green.
- Jack.
- Kale.
- Lolly.
- Lucre.
- Filthy lucre.
- Means.
- Purse.
- Rock.
- Sugar.
- Wherewithal.
- Capital.
- Drain.
- Fund.
- Leeway.
- Obverse.
- Take.
- Wealth.
- Prefix denoting: Likeness, similarity, or connection, or that the substance resembles, but is distinct from, that to the name of which it is prefixed; as paraldehyde, paraconine, etc.; also, an isomeric modification.
- Specifically: That two groups or radicals substituted in the benzene nucleus are opposite, or in the respective positions 1 and 4; 2 and 5; or 3 and 6, as paraxylene; paroxybenzoic acid.
- Piece of Turkish money, usually copper, the fortieth part of a piaster, or about one ninth of a cent.
- An estuary in northern Brazil into which the Tocantins River flows 100 para equal 1 dinar.
- Commodity money.
- Dibs.
- Dimes.
- Face value.
- Geets.
- Gelt.
- Para
- Para
- Paraşütçü asker, paragraf
- Yakın
- Ötesinde
- Ikinci derecede
- Benzer.
para akmak
- Yatırım yapılmak
para aktarım gideri
- İndirim işlemlerinde bir bankanın bir başka kentte ödenecek bir belgitte yazılı parayı almak için yapmakla zorunlu bulunduğu giderleri karşılamak üzere aldığı para.
- Transfer cost.
- Frais de transport