affetmek ne demek?
- Bağışlamak
Açgözlülüğü içeride de dışarıda da affetmeyen gözü tok insanlarız.
A. N. AsyaBütün günahlarımı affetmiş sanki Tanrım / Duyuyorum kalbimde tadılmamış sevgiyi.
Z. O. Saba - Hoşgörü ile karşılamak, mazur görmek.
Beni affedin, gelemeyeceğim.
- Bir kimsenin sorumluluğundaki bir görevden ya da işten çıkmasına izin vermek
Beni bu çalışmadan bir defalık affedin lütfen.
Seni müdürlükten affediyorum.
- Hoş görmek
- Forgive.
- Excuse.
- Pardon.
- Condone.
- Absolve.
- Release.
- Dismiss.
- Remit.
- Overlook.
- To pardon.
- To forgive.
- To excuse.
- To condone.
- To absolve.
- To overlook.
- To relieve / to remove from a job.
- Post.
- To write off a penalty.
- To show clemency.
- To waive a debt.
- Grant pardon.
bağışlamak
- Bir mal veya hakkı karşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek.
- Herhangi bir kötü davranış için ceza vermekten vazgeçmek, affetmek
- Görevden çekmek, almak.
- Deyimlerde "Tanrı esirgesin, ayırmasın" anlamlarında kullanılan bir söz.
- Hibe etmek, armağan etmek, hediye etmek, bahşetmek, lütfetmek.
- (mecaz) hoşgörmek
- Donate.
- Give away.
- Give to charity.
- Pardon.
affetme
- Bağışlama
- Bk. bağışlama
- Forgiveness.
- Remission.
- Pardoning.
- Forgiving.
- Condoning.
- Absolving.
- Absolution.
affetmemek
- Bağışlamamak, hoşgörmemek.
- (neg. form of affetmek) forgive, excuse, pardon, condone, absolve; release, dismiss, remit.