advisedness ne demek?
- Tavsiye etme niteliği
- Mantıklı düşünme
- Göz önünde tutma
tavsiye
- Öğütleme, yol gösterme
- Bir şeyin, bir kimsenin iyi, işe yarar olduğunu ilgili kişiye söyleme, referans.
- Vasiyet bırakma.
- Recommendatory.
- Recommendation.
- Advice.
- Suggestion.
- Hint.
- Commendation.
- Counsel.
advised
- Tedbirli, düşünceli
- İyice düşünülmüş
advisedly
- Bilerek, düşünerek
- Akıllıca
- Kasıtlı olarak
- Kasten, tasarlayarak
- Düşünüp taşınarak
- Tedbirli olarak