tavsiye ne demek?
- Öğütleme, yol gösterme
Doktorların tavsiyesini yerine getirmek için de yürüye yürüye evine vaktinde yetişir.
A. Ş. Hisar - Bir şeyin, bir kimsenin iyi, işe yarar olduğunu ilgili kişiye söyleme, referans.
- Vasiyet bırakma.
Recommendatory.
Recommendation.
Advice.
Suggestion.
Hint.
Commendation.
Counsel.
Exhortation.
Rede.
Advising (a certain course of action.
Lead.
Recommendatory letter.
Piece of advice.
Good word.
tavsiye almamış
Unadvised.
tavsiye eden
Commendatory.