absolute abundance ne demek?
- Salt bolluk
salt
- İçinde yabancı bir öge bulunmayan, mutlak.
- İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı.
- Yalnızca
- İçine, kendisine yabancı başka hiç bir şey karışmamış olan ; arı.
- Uygulamayla ilişkisi olmayan bilimler. (Ör.salt matematik.)
- Başka bir yetiye bağlı olmayan. (Ör. Descartes'tasalt anlık duyulara gereksinme göstermeyen, böylece desalt olan bilgiyi sağlar.)salt us (Kant'ta): Deneyden bağımsız, içinde duyudan hiç bir şey bulunmayan us.
- Deriyle ilişkili lenfoid doku.
- Bileyi taşı.
- Skin-associatedlymphoid tissue, SALT.
- Absolute.
absolute
- Bağımsız
- Her türlü kısıtlama veya koşuldan arınmış şey
- Kayıtsız şartsız
- Kamil, tam
- Halis, sade, saf
- Mutlak, sonsuz, nihayetsiz
- Gram soyut, mücerret
- Kişisel değer ölçülerine bağlı olmayan
- Bir sesin perdesini ezberden tayin etme kabiliyeti
- Kesin, tam, salt, katışıksız
absolute acceptance
- Şartsız kabul
- Koşulsuz kabul
abundance
- Bolluk
- Çokluk, bereket
- Taşkınlık, coşkunluk
- Servet, zenginlik