aşina ne demek?
Kökeni: Farsça
- Bildik, tanıdık
Sanki herkes uzun yolculuktan yeni dönmüş ve aşinalara kavuşmuştu.
T. Buğra - Bildik, dost, arkadaş, tanıdık.
- Bilinen.
- Bilinen, tanıdık olan.
- Malumatlı, haberli olan. Arif. Bilgili. Malik. Tanıdık. Yabancı olmayan.
- Aşna
- Acquainted with.
- Familiar.
- Knowing.
- Conversant.
- Familiar (with.
- Acquainted.
- In the swim.
aşina olmak
- Tanımak, bilmek
aşinalık
- Birbirini bilme, tanıma, tanışıklık
- Tanışıklığı gösterir davranış
- Familiarity.
- Acquaintance.
- Proficiency.
- Acquaintedness.