açıklamak ne demek?
- Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek.
- Bir sorunla ilgili aydınlatıcı bilgi vermek, tavzih etmek.
- Bir sözün, bir yazının ne anlatmak istediğini belirtmek, yorumlamak.
- Açıkça söylemek, ifşa etmek
Kenan Bey bunun kuru bir inanç olmadığını da ilk defa açıkladı.
T. Buğra - Belirtmek, göstermek, açığa vurmak, izhar etmek.
- Clear.
- Explain.
- State.
- Clarify.
- Clear up.
- Make smth.
- Unveil.
- Dot the i's.
- Account for.
- Account for smth.
- Account.
- Lay open.
- Show forth.
- Unclose.
- Unfold.
- Declare.
- Give smth.
- Publicity.
- Express.
- Declassify.
- Deliver oneself.
- Develop.
- Dilate.
- Assert.
- Attest.
- Communicate.
- Elucidate.
- Enlighten.
- Expound.
- Popularize.
- Profess.
- Return.
- Verbalize.
- To explain.
- To expound.
- To clarify.
- To enlighten.
- To make public.
- To expand.
- To reveal.
- To divulge.
- To disclose.
- To announce.
- To elucidate.
- To interpret.
- To demonstrate.
- To exemplify.
açıklama
- Açıklamak işi, açıklayış, izah
- Belirtme, izah etme, anlatma, meydana vurma.
- Aydınlatıcı bilgi.
- Bir filmin görüntülerini açıklamak amacıyla yapılan konuşma.
- Bir konuyu, bir olayı, bir sorunu ilgili bilim ya da bilgi dalının kurallarına uyarak aydınlatma, çözümleme işi.
- Profession.
- Assertion.
- Disclosure.
- Interpretation.
- Rationale.
açıklama belgesi
- Bir bulgunun ya da buluşun aslını ve yapıma nasıl uygulanacağını anlatan, bulgucu ya da bulucunun düzenlediği belge.
- Description.
- Description