şap şap diye yürüme ne demek?
- Squelch.
şap
- İstekle öperken çıkan ses.
- Birden yere düşme veya çarpma sırasında çıkan ses.
- Alüminyum ve potasyum sülfatından veya amonyum alüminyum sülfatından oluşan, sıcak suda eriyen, tadı buruk, antiseptik bir madde
- İnce kum ve çimentoyla yapılan düzgün döşeme sıvası.
- Doğal yollardan elde edilmiş ve saf olmayan alüminyum hidroksit ve sülfürik asit karışımına amonyum veya potasyum ilavesiyle elde edilen, renksiz, kokusuz, kan veya doku proteinlerini çöktürerek etkiyen emilebilir yerel etkili kanama dindirici bir ve büzüştürücü etkili, hematoksilenin yapısında bulunan ve aşı yapımında adjuvant olarak da kullanılan bir madde.
- Bu bileşiğin, herhangi bir çift sülfat içeren grubu, alum.
- Alum.
- Smack.
- Smacking noise.
- Kalinite.
şap diye
- Smack.
şap
- İstekle öperken çıkan ses.
- Birden yere düşme veya çarpma sırasında çıkan ses.
- Alüminyum ve potasyum sülfatından veya amonyum alüminyum sülfatından oluşan, sıcak suda eriyen, tadı buruk, antiseptik bir madde
- İnce kum ve çimentoyla yapılan düzgün döşeme sıvası.
- Doğal yollardan elde edilmiş ve saf olmayan alüminyum hidroksit ve sülfürik asit karışımına amonyum veya potasyum ilavesiyle elde edilen, renksiz, kokusuz, kan veya doku proteinlerini çöktürerek etkiyen emilebilir yerel etkili kanama dindirici bir ve büzüştürücü etkili, hematoksilenin yapısında bulunan ve aşı yapımında adjuvant olarak da kullanılan bir madde.
- Bu bileşiğin, herhangi bir çift sülfat içeren grubu, alum.
- Alum.
- Smack.
- Smacking noise.
- Kalinite.
diye
- Herhangi bir yargıya vararak.
- Niteleyerek.
- Sanarak, diyerek.
- That.
- So that.
- In order to.
- Lest.
- Saying.
- Thinking that.
- Called.