şaşırtmak ne demek?
- Şaşırmasına sebep olmak
Aklına geleni yapar, ani, asabi hareketlerle herkesi şaşırtırdı.
Ö. Seyfettin - Yanıltmak
İri vücudunu sizi çok, ama çok şaşırtan bir yumuşaklıkta kullanabiliyor.
T. Dursun K - Daha iyi yetişmelerini sağlamak için ağaç fidanlarının veya çiçek fidelerinin yerlerini değiştirmek.
- Şaşkınlaşmak, şaşmak.
Put smb.
Out of countenance.
Confuse.
Puzzle.
Bewilder.
Disorient.
Disorientate.
Stun.
Mystify.
Mislead.
Take aback.
Surprise.
Amaze.
Astonish.
Astound.
Bemuse.
Addle.
Baffle.
Bamboozle.
Bedevil.
Befog.
Befuddle.
Bowl over.
Confound.
Daze.
Discompose.
Boggle.
Dazzle.
Embarrass.
Floor.
Flummox.
Fluster.
Lick.
Nonplus.
Obfuscate.
Perplex.
Rock.
Stagger.
Startle.
Stump.
To bewilder.
To confuse.
To astound.
To amaze.
To flabbergast.
Bedazzle.
Discomfit.
Disconcert.
Distract the mind.
Entrap.
Gravel.
Intrigue.
Knock.
Mesmerise.
şaşırtma
- Ağaç fidanlarını veya çiçek fidelerini başka yerlere aktarma işi.
- Şaşırtmak işi.
Amazement.
Bewildering or confusing sb.
şaşırtmaca
- Şaşırtmak için yapılan oyun.
Action or speech meant to confuse sb.
Designed to confuse.