ılgar etmek ne demek?
- Bk. ılgarlamak.
ılgarlamak
- Bir ülkeye ılgarla saldırmak.
- Ilgarla bir ülkeye saldırmak, akın ve çapul yapmak.
- Gallop, raid.
- Galoper
ılgar
- Dizginleri koyuverilmiş atın dörtnala koşması.
- Atla ansızın yapılan dolu dizgin saldırı.
- Havanın parlak, açık olması.
- Çok çabuk, hızlı.
- Hücum, akın.
- Verilen söz.
- Öfke.
- Düşman topraklarına ansızın yapılan hücum, akın.
ılgarcı
- Ilgarla düşman toprağına saldıran kimse.
- Ilgarla düşman toprağına saldıran kimse, akıncı, çapulcu.
- Tatar, sürat postası.
- Akıncı.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.