ışımak ne demek?
- Işıklanmak, aydınlanmak
... ancak dört beş saat uyuyor, gün ışırken gözlerimi açıyorum.
Y. Z. Ortaç - (Işık almakta olan bir özdek) Başka ya da aynı dalga boyunda ışınlar salmak.
- Işık saçmak.
- Fluorescence.
- To radiate light.
- To glow.
- To become light.
- To become illuminated.
- Dawn.
- Radiate.
- Émettre une fluorescence
ışıma
- Işımak işi, ışıklanma, aydınlanma
- Işınım.
- Bir titreşim, kaynağının, özellikle bir akımmıknatıssal titreşim kaynağının, içinde bulunduğu ortama dalgalar durumunda erke yayımı.
- Işametkin özdeklerin parçacık yada dalga biçiminde erkeışıması, anlamdaş ışınım.
- Elektromıknatıs dalgalar biçiminde yol alan erke.
- Bk. radyasyon
- Parçacıklar ya da elektromanyetik dalgalar biçiminde erke yayımı ya da taşınması, bkz. ışınım.
- Enerjinin elektromanyetik dalga şeklinde yayılması.
- Aradaki ortamı ısıtmadan veya bir maddi ortam olmaksızın, ısı enerjisinin bir kaynaktan bir alıcıya akması.
- Radyoaktif ışımaların yayılması.
ışıma emisyonu
- Bk. ışınım salımı