üstlük ne demek?
- Üst olma durumu.
- En üste giyilen uzunca giysi.
- Bk. başlık
- Seniority.
üst
- Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı
- Bir şeyin görülen yanı, yüzü
- Bir şeyin dış yüzü, yüzey
- Giyecek, giysi.
- Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk.
- Vücut, beden.
- Artan, geriye kalan bölüm
- İlgilenilen, üzerinde durulan konu.
- Bir niceliğin sağüst köşesine, kaçıncı kuvvete yükseltileceğini göstermek için yazılan sayı.
- Exponent.
üstlü
- Üstü olan.
üstleç
- Özgen özdeciğinin üstünde belli bir yere oturup, kimyasal değişikliğe uğrayan özdek.
- Substrate.
- Substrat
- Substrat