ürkmek ne demek?
- Bir şeyden korkup sıçramak, tevahhuş etmek
Gölgesinden ürkmüş bir Arap atı gibi şahlandı.
Ö. Seyfettin - Şaşkınlık ve korku duymak
Birisi merdivenlerden biraz hızlı inip çıktığı zaman biz de ürküyorduk.
R. N. Güntekin - Ağaç meyve vermemek.
- Çekinmek
Yaramaz çocuk tutumundan her zaman ürkerdi.
H. Taner - Be appalled.
- Balk at.
- Blench.
- Boggle.
- Dread.
- Get a fright.
- Have a fright.
- Take fright.
- Jump.
- Lose one's nerve.
- Quail.
- Scare.
- Start.
- Startle.
- Wince.
- Fear.
- Flinch.
- To start with fear.
- To be frightened.
- To be scared.
- To scare.
- To shy.
- Rock.
- Shrink.
ürkme
- Ürkmek durumu, tevahhuş.
- Fright.
- Recoil.
- Scare.
- Start.
- Wince.
ürkmemek
- (neg. form of ürkmek) be appalled, balk at, blench, boggle, dread, get a fright, have a fright, take fright, jump, lose one's nerve, quail, scare, shy, start, startle, wince.