ürküntülü ne demek?

  1. Ürküntü veren.

ürküntü

  1. Ürkme duygusu, tevahhuş
  2. (en)Sudden fright; panic.

ürküntü

  1. Ürkme duygusu, tevahhuş
  2. (en)Sudden fright; panic.

ürküntü vermek

  1. Ürkütmek.
  2. Ürkütmek: “Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor” -Y. K. Beyatlı.
  3. (en)Effarer, effrayer, terrifier, terroriser.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ürküntüürküntü vermekürküntüsüzürkünürkünçürkünçlük
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın