ürküntü ne demek?

  1. Ürkme duygusu, tevahhuş

    Işıltılı gözlerinde en ufak bir ürküntü yoktu.

    N. Araz
  2. (en)Sudden fright; panic.

ürkme

  1. Ürkmek durumu, tevahhuş.
  2. (en)Fright.
  3. (en)Recoil.
  4. (en)Scare.
  5. (en)Start.
  6. (en)Wince.

ürküntü vermek

  1. Ürkütmek.
  2. Ürkütmek: “Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor” -Y. K. Beyatlı.
  3. (en)Effarer, effrayer, terrifier, terroriser.

ürküntülü

  1. Ürküntü veren.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ürküntü vermekürküntülüürküntüsüzürkünürkünçürkünçlükürküürkülüürküm
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın