öyle ne demek?
- Onun gibi olan, ona benzer
Ben öyle bir şey demedim.
R. H. Karay - O yolda, o biçimde, o tarzda
... öyle tembel tembel salınışları, birdenbire öyle bir duruşları, arkalarına bir bakışları var ki, insanı çileden çıkarıyor.
Y. K. Karaosmanoğlu - O denli, o kadar, o derece
Bugünlerde biraz üzüntü içindeysen de, kasavetlenmeyesin öyle.
O. C. Kaygılı - İçinde "ne, nasıl" vb. sorular bulunan cümlelerin sonuna geldiğinde o cümlede anlatılan şeyin hoş karşılanmadığını veya ona şaşıldığını anlatan bir söz.
- Such.
- Accordingly.
- Precisely.
- Thus.
- In that manner.
öyle bir şey
- Or so.
öyle bir şey yok
- There is no such thing, no such thing.