örtmek ne demek?
- Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak
Kadın bebeğini itina ile yatırdı, yüzünü örttü.
A. Gündüz - Kapamak
Perihan kızdı, gidip piyanonun kapağını örttü.
P. Safa - Kaplamak.
- Kötü bir durumu belli etmemek, gizlemek, saklamak.
Cloak.
Cover.
Encase.
Envelop.
Face.
Obscure.
Spread.
To cover.
To veil.
To hide.
To conceal.
To hush up.
To cover up.
To shut.
To close.
To overcast.
To envelop.
To hood.
To overlay.
To mask.
To blanket.
To coat.
To mist.
To enclose.
To clothe.
To cope.
To muffle.
To shroud.
Blot out.
örtme
- Örtmek işi.
- Baş örtüsü.
- Üstü kapalı, önü açık yer
- Ek örtüsü koyma.
- Eli, ayağı, yüzü, deriyi; süt, yağ, un vb. yiyecekleri doğaüstü zararlı güçlerin etkisinden korumak amacıylaörtme, saklama.
Covering.
Camouflage.
Cowl.
Head.
Rigid frame.
örtme gönderimi
Covering map.
Revétement