önsezileri güçlü ne demek?
- Prescient, sentient.
önsezili
- Önsezisi olan.
- Prescient.
önsezi
- Hiçbir belirti yokken bir şeyin olacağını sezme, içe doğma, hissikablelvuku, altıncı duyu veya his
- Temellendirilmeyen duygu, verilmemiş olanın, bilinmeyenin, özellikle gelecekle ilgili olanın önceden duyulması, doğru sayılması.
- Temellendirilemeyen duygu. Verilmemiş olanın, bilinmeyenin, özellikle gelecekle ilgili olanın önceden duyulması, doğru gibi sayılması. Yeni felsefede Jabobi ve Friesönseziyi, duyulurüstü olanın duyusu olarak, deneyle sınırlı bilmenin karşısına koymuşlardır.
- Hunch.
- Intuition.
- Presage.
- Prescience.
- Foreknowledge.
- Pressentiment.
- Sixth sense.
güçlü
- Gücü olan, kuvvetli, yavuz
- Şiddeti çok olan.
- Etkisi, önemi büyük olan, sözü geçer, forslu.
- Nitelikleri ile etki yaratan, etkili
- 1. gücü olan kuvvetli zorlu. 2. bir musiki dizisinde duraktan sonraki en önemli perde.
- Gücü çok olan.
- Etkili, önemli, nitelikli.
- Şiddetli.
- Powerful.
- Strong.