öncü ne demek?
- Önde gidip haber ulaştıran kimse.
- Bir sanat ve düşünce akımını, çağına göre yeni bir görüşü başlatan kimse veya eser, müjdeci, avangart.
- Önden gelen, önde olan, artçı karşıtı.
- Yürüyüşte kolun ilerisinden giden kıta, pişdar, artçı karşıtı.
- Önder, kılavuz.
- (Dar anlamda) 1920 yıllarına doğru Fransa'da beliren, kısa zamanda öbür ülkelere de yayılan sinema akımı. Yazın ve yoğrumsal sanatlarda ortaya çıkan gerçeküstücülük, gelecekçilik, küpçülük, dadacılık akımlarının sinemaya yansımasıyla oluştu. Yazarlar, ozanlar, ressamlar kendi alanlarındaki tasarılarını sinemanın olanaklarıyla bu akım içinde gerçekleştirdiler. Bu akım, sinemanın çok geniş bir deneme alanı olduğunu ortaya çıkardı; sinemaya şiir yönünden zenginlik kattı; görüntü yoğrumsallığının, tartımının, kurgunun daha iyi değerlendirilmesini sağladı
- (Geniş anlamda) Bu akımın özelliklerine uygun olarak sinema alanındaki her çeşit yenilik ve denemeleri içine alan yolda filmler gerçekleştiren sinema okullarının niteliği.
- "avant-garde".
- Procyon.
- Pioneer.
- Avant-garde.
- Advanced.
- Vanguard.
- Advance guard.
- Advance.
- Apostle.
- Bannerbearer.
- High priest.
- Initiator.
- Pilot.
- Pole star.
- Precursor.
- Spearhead.
- Trailblazer.
- Protagonist.
- Scout.
- Avant-gardist avangard.
- Müjdeci.
- Leader.
- Forward.
- Innovator.
- Avant-gardist.
- Advance courier.
- Forerunner.
- Pioneering.
- Standard bearer.
- Trail blazer.
- "Avantgarde"
- Avant-garde
- Procyon
öncü asker
- Spearhead.
öncü birlik
- Scout.