ödetmek ne demek?
- Ödeme işini yaptırmak
Şimdi Yusuf, işte o faturayı ödetiyordu.
T. Buğra - To make sb pay.
- To pay sb back.
- To have sb pay (a sum of money.
- To have sb pay for sth.
- To exact payments.
ödeme
- Ödemek işi, tediye.
- Bir borcun kısmen ya da tamamen, parayla ya da ayni olarak kapatılması.
- Borçlunun vermesi gereken şeyi vermesi, tanık ya da bilirkişinin andiçmesi.
- Disbursement.
- Settlement.
- Redemption.
- Clearance.
- Conciliation.
- Discharge.
- Inpayment.
ödetme
- Ödetmek işi.
ödetmemek
- (neg. form of ödetmek) charge.