ödeme ne demek?
- Ödemek işi, tediye.
- Bir borcun kısmen ya da tamamen, parayla ya da ayni olarak kapatılması.
- Borçlunun vermesi gereken şeyi vermesi, tanık ya da bilirkişinin andiçmesi.
- Disbursement.
- Settlement.
- Redemption.
- Clearance.
- Conciliation.
- Discharge.
- Inpayment.
- Redress.
- Remuneration.
- Rendering.
- Repayment.
- Satisfaction.
- Consideration.
- Acquittance.
- Allotment.
- Disbursing.
- Liquidation.
- Paying.
- Paying in.
- Paying out.
- Payout.
- Refund.
- Payment, redemption, discharge.
- Atonement.
- Edemata , oedemata.
- Performance.
- Payment.
- Payoff.
- Exécution
ödemek
- Bir alışveriş ilişkisinde, borcu alacaklıya vermek, tediye etmek
- Bir alışverişte alınan şeyin karşılığını alacaklıya vermek.
- Bedelini vererek bir zararı karşılamak, tazmin etmek.
- Bir iş, bir kuruluş harcanan, yatırılan parayı çıkartmak, itfa etmek.
- Bir işin, bir görevin karşılığını vermek
- Bir şey karşısında fedakârlık etmek, bir şey elde etmek için özveride bulunmak.
- Settle.
- Indemnify.
- Repay.
- Pay for.
ödeme ajanı
- Bk. ödeme kurumu
ödeme anlaşması
- İki ya da daha çok ülke arasında karşılıklı ödenecek paralara ilişkin anlaşma.
- Payment agrreements.
- Accord de payement