çurlatmak ne demek?
- Hızlandırmak
Karada güneş ve bal sızan çiçeklerin öz suyu, insanın nabzını âdeta çurlatarak çarptırıyorlardı.
Halikarnas Balıkçısı
hızlandırmak
- Hız verilmek, hızı artırılmak
- Accelerate.
- Expedite.
- Precipitate.
- Press.
- Quicken.
- To speed sth up.
- To accelerate.
- To quicken.
- To precipitate.
çurlatma
- Çurlatmak işi veya durumu.
çurçur
- Lapina familyasından, eti pek sevilmeyen, küçük bir deniz balığı (Crenilabrus).
- Önemsiz, değersiz
- Turkey.