çizmek ne demek?
- Çizgi çekmek.
- Resmini yapmak, resmetmek
Ben sizi yazar olarak değil, insan olarak çizmek istiyorum.
H. E. Adıvar - Çizgiler hâlinde belirtmek, desenini yapmak
Bir gün yine onlara görünmeden krokiler çiziyordum.
B. R. Eyuboğlu - Çizgi biçiminde yaralamak.
- Geçersiz kılmak için üzerine çizgi çekmek.
- Kişiyle ilgiyi kesmek, bağı koparmak.
- Bir çizge ya da eğriyi çizme eylemi.
Write off.
Draw.
Mark up.
Construct.
Scratch.
Line.
Mark.
Rule.
Describe.
Cross out.
Depict.
Groove.
Limn.
Picture.
Plough.
Plow.
Scar.
Score.
Trace.
Cancel.
Design.
Pencil.
Scuff.
To mark.
To draw.
To score.
To cross out.
To cancel.
To strike off.
To scratch.
To scarify.
Delete.
Expunge.
Generate.
Plot.
Tracer
çizgi
- Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat, tahril
- Yüz ve vücut hatlarının her biri
- Bir noktanın yürütülmesiyle oluşan biçim.
- Temel
- Bir durumdan başka bir duruma atlanan, geçilen yer, sınır.
- Bk. satır
- Bk. damar
- Oyun alanını sınırlamak, belirli ölçü ve bölgeleri göstermek amacıyla yapılan ayırıcı doğru. (Genellikle kireçli su ile çizilir.)
Ruling.
Line.
çizme
- Koncu diz kapaklarına kadar çıkan bir çeşit ayakkabı
- Çizmek işi.
Boot.
Footwear.
Drawing.
High boot.
Top boot.
Depiction.
Designing.
çizme atkısı
Bootstrap.