çizgi ne demek?
- Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat, tahril
Bu kâğıda üç çizgi çekti.
Ö. Seyfettin - Yüz ve vücut hatlarının her biri
Gözlerinin rengi, yüzünün çizgileri, boyu bosu bile değişmiyordu.
O. Rifat - Bir noktanın yürütülmesiyle oluşan biçim.
- Temel
Ben hayatımı yeniden ve bambaşka çizgiler üzerinde kuracağım.
A. İlhan - Bir durumdan başka bir duruma atlanan, geçilen yer, sınır.
- Bk. satır
- Bk. damar
- Oyun alanını sınırlamak, belirli ölçü ve bölgeleri göstermek amacıyla yapılan ayırıcı doğru. (Genellikle kireçli su ile çizilir.)
Ruling.
Line.
Stripe.
Scratch.
Mark.
Drawing.
Furrow.
Grain.
Groove.
Score.
Stria.
Wale.
Wheal.
Streak.
Stroke.
Dash.
Scar.
Stave.
Ridge.
Marking gauge.
Marking awl.
Asymptote.
Hack.
Figure.
Drill.
Linear.
Reglet.
Drawing point.
Scribe block.
Scribe compass.
Scribe awl.
Cutting rule.
Scriber.
Strok.
satır
- Bir sayfa üzerinde alt alta ve yan yana gelen kelimelerden oluşan dizi
- Et kesmeye, kemik kırmaya yarayan ağır ve enli bir tür bıçak.
- Tarayıcı elektron demetinin yatay tarama sırasında soldan sağa bir gidişinde oluşturduğu çizgi.
Chopper.
Chopping knife.
Cleaver.
Cleave.
Line.
Line, scanning line.
Zeile, Abtastzeile, Bildzeile
çizgi altı işlemler
- Ödemeler bilânçosunda çizgi üstü işlemlerdeki açık veya fazlayı kapamaya yönelik gedik kapatan işlemler. krş. resmi rezervler hesabı, denkleştirici işlemler, çizgi üstü işlemler
Below the line transactions, gap filling transactions.
çizgi altı kalemler
- Bk. çizgi altı işlemler