çivilenmek ne demek?
- Çivi ile tutturulmak, mıhlanmak.
- Aynı noktaya sürekli olarak bakmak
Kıpırdamadan duruyordu. Başı dikti, gözleri kapıya çivilenmişti.
A. Sayar - Bir yerde hareketsiz kalmak.
- To be nailed to.
çivilenme
- Çivilenmek işi.
çivileme
- Topu karşı alana dikine indirmeye yarayan sert vuruş.
- Dimdik ve ayaküstü bir durumda (denize atlama).
- Çivilemek işi.
- Nailing.
- Dive with the feet foremost.
- Smash.