çerçevelemek ne demek?
- Bir şeyi çerçeve içine almak
İnce çeneli uzun yüzünü siyah yemeni sımsıkı çerçeveliyor.
H. E. Adıvar - Bir şeye çerçeve geçirmek.
- Enchase.
- To frame.
- Frame.
çerçeveleme
- Çerçevelemek işi.
- Filmi çevrilecek başlıca cismin, gerek büyüklük gerek yer bakımından görüntü çerçevesine göre düzenlenmesi işi.
- Sinemacı ya da televizyoncunun, elindeki malzemeyi görüntü çerçevesinin ikiboyutlu alanı içerisine en uygun, en elverişli biçimde yerleştirmesi işi.
- Framing.
- Bildbühneneinstellung, Bildverstellung, Bildeinstellung, Einstellung, Bildbegrenzung
- Cadrage, encadrement
çerçeveleme sistemi
- Framer.