çarpıtmak ne demek?
- Çarpık duruma getirmek
Sağ gözünü şakağa doğru gerip çarpıtarak korkunç bir şekle sokmuştur.
R. N. Güntekin - Yanlışa ve kötü duruma götürmek
Örnek tutarlı olmazsa, kimseyi düzeltemez / Tutarlı olmayan örnek herkesi çarpıtır.
T. Oflazoğlu - Gerçek anlamından saptırmak.
- Bastardize.
- Distort.
- To contort.
- To spring.
- To make crooked.
- To twist.
- To distort.
çarpık
- Düzgünlüğünü yitirerek eğrilmiş, doğru karşıtı
- Gerçek niteliğini yitirmiş
- Aksi, ters, huysuz bir biçimde
- Enzootik ataksi.
- Warped.
- Crooked.
- Bent.
- Awry.
- Skew.
- Bandy.
çarpıtma
- Çarpıtmak işi.
- Distortion.
- Twist.
çarpıtmamak
- Form of çarpıtmak) distort, make crooked, make awry, twist, torture, wrench, angle, color, colour [Brit.], contort, garble, pervert, skew, slant, strain, warp, wrest, wring.