çalkalama ne demek?
- Çalkalamak işi.
- Churning.
- Joggle.
çalkalamak
- İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak
- Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak
- Bir şeyi içinden su çarparak geçirmek yolu ile temizlemek.
- Tahılı sarsarak kalburdan geçirmek, elemek.
- Vücudun göbek, kalça vb. yerini sürekli oynatmak
- Kuluçka yumurtalarını çevirmek.
- Sağlığının bozulmasına yol açmak.
- Shake up.
- Slosh.
- Swash.
çalkalama makinası
- Leblebileri, kırık, ve iriliklerine göre ayırmağa yarıyan aygıt. (*Güdül -Ankara)
çalkalamak
- İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak
- Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak
- Bir şeyi içinden su çarparak geçirmek yolu ile temizlemek.
- Tahılı sarsarak kalburdan geçirmek, elemek.
- Vücudun göbek, kalça vb. yerini sürekli oynatmak
- Kuluçka yumurtalarını çevirmek.
- Sağlığının bozulmasına yol açmak.
- Shake up.
- Slosh.
- Swash.