çakaralmaz ne demek?
- Basit, ilkel çakmak.
- Basit, ilkel tabanca.
- Kalitesiz
Nasıl oldu bilmem eğilip yakarken çakaralmaz çakmak kıvılcım çıkardı.
B. Felek - İşe yaramayacak durumda olan, bozuk.
çakar
- Denizde, açığa veya kıyılara yerleştirilen, belirli aralıklarla yanıp sönen küçük fener.
- Uzunluğu iki yüz elli - üç yüz kulaç, genişliği on kulaç olan balık ağı.
- Magnezyumla ya da elektronik düzenle çalışan, son derece kısa sürede çok güçlü ışık verip sönen ışıtaç.
- Başka araçları uyarmak için çakar ışıtaçlarını kısa aralıklarla yakıp söndüren elektrik dizgesi.
- Parıldayan, ışık veren.
- Kale dışında etrafı duvarla çevrili yer, dış kale.
- Yıldırım, şimşek gibi.
- Flash bulb, flash, photoflash lamp.
- Revolving lighthouse.
- Blinker.
çakar çevirgeci
- Çakar elektrik çevrimini yöneten , çevirgeç.
- Blinker switch.
- Blinkerschalter
- Commutateur pour clignoteurs