çıngıllı çavuş ne demek?
- Çok süslenen
çok
- Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- Aşırı bir biçimde
- Galore.
- Great.
- Handsome.
- Infinite.
- Like blazes.
- Perfectly.
- Power of.
- Profu.
çıngıl
- Ufak ve seyrek taneli üzüm salkımı
çıngı
- Parça, zerre.
- Kıvılcım.
çavuş
- Osmanlı devleti teşkilatında çeşitli hizmetler yapan görevli.
- Osmanlı ordusunda üst komutanların buyruklarını ast komutanlara ulaştıran görevli.
- Bir işin veya işçilerin başında bulunan ve onları yöneten sorumlu kimse.
- Onbaşıdan sonra gelen ve görevi manga komutanlığı olan erbaş.
- Askerî okullarda sınıf başkanı.
- Osmanlı devlet örgütlerinde türlü hizmetler yapan görevlilere verilen san.
- Askerde bir rütbe.
- Yabancılara yol gösteren rehber, kılavuz.
- Verilen bir kararı yüksek sesle halka bildiren kimse, münadi.
- Vaktiyle divanlarda hükümdarların hizmetinde bulunan yaver veya muhzır gibi subaylara denilirdi. Tanzimattan evvelki Osmanlı saray teşkilatında çavuşlar, padişahın yaverleri ve çavuşbaşı mabeyn müşiri idi.