çıkıntı ne demek?
- Bir yüzeyde ileri doğru çıkan bölüm
Gırtlağının çıkıntısı, hiddetli bir adamın yumruğu gibi titriyordu.
Y. K. Karaosmanoğlu - Bir metni düzeltmek veya ona bir şey eklemek için satır dışına yazılan yazı, çıkma.
- Kambur.
- İki koyak arasında yer alan ince, burun biçiminde sivri bir uçla son bulan yer biçimi.
Bump.
Flange.
Marginal note çıkma.
Nosing.
Snag.
Salient part.
Marginal part.
Notch.
Screening.
Rummage goods.
Rummage.
Cutting.
Refuse.
Waste.
Outcrop.
Waste product.
Dross.
Chip.
Waste material.
Trimming.
Trash.
Scrap.
Scraping.
Tailing.
Projection.
Protrusion.
Outgrowth.
Overhang.
Bulge.
Foreland.
Ledge.
Offset.
Process.
Prominence.
Promontory.
Protuberance.
Raise.
Ridge.
Salience.
Saliency.
Spur.
Style.
Stylus.
Buckle.
Saillant
çıkıntı belirtisi
- Ortolani belirtisi.
Ressaut's sign.
çıkıntı derecesi
Overhang