çıkışlı ne demek?
- Belli bir okulu veya öğrenim kademesini bitirmiş olan, mezun.
- Mains powered.
çıkış
- Güreşte cazgırın alana çıkardığı pehlivanların izleyicilere doğru yürüyerek çalım yapmaya başlaması.
- Mezuniyet, okul bitirme.
- Belgesi.
- Beklenilmeyen bir sırada yapılan sert konuşma.
- Uçağın bir havaalanından başka bir havaalanına gitme süreci, sorti.
- Çıkış belgesi.
- Çıkma işi veya biçimi
- Bir yerden çıkmak için kullanılan yer.
- Yokuş.
- Bir sinemada izleyicilerin salondan ve yapıdan çıkmalarını sağlayan kapı, geçit ve dış kapılar; özellikle salon kapıları.
çıkış açısı
- Deprem dalgasının yeryüzü ile yaptığı dar açı.
- Emergence angle.
- Emergenzwinke
- Angle d'émergence