çürütme ne demek?
- Çürütmek işi.
- Bk. çürütme
- Bir tabla ya da tahtada çalışmayı azaltmak, bazen de hafifletmek için daire testeresinde kanallar açma işlemi.
- Confutation.
- Disproof.
- Refutation.
- Rebuttal.
çürütmek
- Çürümesine sebep olmak.
- Eti bayatlatıp gevrek bir duruma getirmek.
- Doğru olarak ileri sürülen bir düşüncenin, bir davanın boşluğunu, anlamsızlığını ortaya koymak.
- Disproof.
- Cause to rot.
- Decay.
- Contuse.
- Corrupt.
- Decompose.
- Corrode.
çürütme
- Çürütmek işi.
- Bk. çürütme
- Bir tabla ya da tahtada çalışmayı azaltmak, bazen de hafifletmek için daire testeresinde kanallar açma işlemi.
- Confutation.
- Disproof.
- Refutation.
- Rebuttal.
çürütme çukuru
- Pissuların çürütülme yolu ile zararsız hale getirildiği çukur.
çürütmek
- Çürümesine sebep olmak.
- Eti bayatlatıp gevrek bir duruma getirmek.
- Doğru olarak ileri sürülen bir düşüncenin, bir davanın boşluğunu, anlamsızlığını ortaya koymak.
- Disproof.
- Cause to rot.
- Decay.
- Contuse.
- Corrupt.
- Decompose.
- Corrode.