çözmek ne demek?
- Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak.
- Düğmeyi iliğinden açmak
Yalnız göğsünün düğmelerini çöz.
P. Safa - Saçı açmak.
- Bulmaca, sorun vb.nin bilinmeyen, gizli noktasını bulup açıklamak, sonuca bağlamak
Kır saçlı postacı bulmacayı çözmüştü.
H. Taner - Bir maddeyi çözücüyle çözündürmek, onun çözeltisini yapmak.
- Bir problemde aranan sonucu, belli ögeler yardımıyla ortaya çıkarmak, halletmek.
- Çözgü ipini tezgâha yerleştirmek.
- Çözlgenle karıştırarak, bir özdeği çözeltiye sokmak.
- Untie.
- Detach.
- Unravel.
- Disentangle.
- Undo.
- Disengage.
- Unbind.
- Loosen.
- Defrost.
- Solve.
- Figure out.
- Resolve.
- Puzzle out.
- Work out.
- Break.
- Cipher out.
- Compound.
- Cut loose.
- Decipher.
- Ravel.
- Read.
- Reason.
- Slack.
- Slack up.
- Unbrace.
- Unbuckle.
- Uncouple.
- Unfa.
- Conclude.
- Obviate.
- Penetrate.
- Reconstruct.
- Release.
- Settle.
- Straighten.
- Unhook.
- Unloose.
- Unloosen.
- Untangle.
- To untie.
- To unfasten.
- To unbutton.
- To undo.
- To unloose.
- To solve.
- To resolve.
- To straighten sth out.
- To unravel.
- To find out.
- To penetrate.
- To detach.
- To disentangle.
- To work sth out.
- To break.
- To unwind.
- Uncoil.
- To dissolve.
- To disconnect.
- To outspan.
- To disengage.
- To decipher.
- To decompose.
- To uncoil.
- To separate.
- To loosen.
- To unpack.
- To unbend.
- To ungear.
- To uncouple.
- To unbrace.
- To unlo.
- Dissolve.
- Dissoluér
çözme
- Çözmek işi
- El tezgâhlarında dokunan, genellikle yatak, yorgan çarşafı yapmakta kullanılan ince bez.
- Bir kuvveti, istenileni doğrultularda etkiyen en az iki kuvvete ayırma.
- Üstüste binmiş izge doruklarını ayırma.
- Bir katının çözeltiye geçirilmesi.
- Accommodation.
- Release.
- Untying.
- Unfastening.
- Solving a problem.
çözme büyüsü
- Büyüsel yolla bağlandığına inanılan kimseyi kilitli, kapalı nesneleri açma ve örgüleri, düğümleri çözme gibi bağlama işleminin tersini yaparak kurtarmayı amaçlayan büyü türü.
- Unbinding spell.
- Dénoument magie