çözme ne demek?
- Çözmek işi
Bu çeşitten karmaşık soruları bir çırpıda çözmeye kalkışacak değilim buracıkta.
Nermi Uygur - El tezgâhlarında dokunan, genellikle yatak, yorgan çarşafı yapmakta kullanılan ince bez.
- Bir kuvveti, istenileni doğrultularda etkiyen en az iki kuvvete ayırma.
- Üstüste binmiş izge doruklarını ayırma.
- Bir katının çözeltiye geçirilmesi.
Accommodation.
Release.
Untying.
Unfastening.
Solving a problem.
Resolution.
Dissolve.
Auflösung
Résolution
çözmek
- Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak.
- Düğmeyi iliğinden açmak
- Saçı açmak.
- Bulmaca, sorun vb.nin bilinmeyen, gizli noktasını bulup açıklamak, sonuca bağlamak
- Bir maddeyi çözücüyle çözündürmek, onun çözeltisini yapmak.
- Bir problemde aranan sonucu, belli ögeler yardımıyla ortaya çıkarmak, halletmek.
- Çözgü ipini tezgâha yerleştirmek.
- Çözlgenle karıştırarak, bir özdeği çözeltiye sokmak.
Untie.
Detach.
çözme büyüsü
- Büyüsel yolla bağlandığına inanılan kimseyi kilitli, kapalı nesneleri açma ve örgüleri, düğümleri çözme gibi bağlama işleminin tersini yaparak kurtarmayı amaçlayan büyü türü.
Unbinding spell.
Dénoument magie
çözme gücü
- Bir ışıksal aygıtın, birbirine yakın noktalanın ya da nesnelerin ayrık görüntülerini verebilme gücü.
- Bir izge gözlerin yakın dalga boylarını ayırabilme gücü.
- Bk. ayırma gücü
Resolving power.
Auflösungsvermögen
Pouvoir résolvant