çökmüş ne demek?
Collapsed, depressed, down and out, broken down, broken, crooked, decadent, decrepit, hollow, shrunk, shrunken.
çökme
- Bir kısım yerin alttan yıkılarak alçalması.
- Çökmek işi, inhitat.
- İçgüçlerin etkisiyle, yerkabuğunun bir bölümünün asal durumunu yitirerek alçalması.
Breakdown.
Collapse.
Sedimentation.
Subsidence.
Settlement.
Slump.
Breaking down.
çökme depremi
- Yeraltındaki boşluklar üzerinde, örtünün dayanıklılığını yitirmesiyle oluşan deprem.
Earthquake due to collapse.
Einsturzbeben
Tremblement de terre d'effondrement