çökek ne demek?
- Çukur yer
İplere dizdikleri küçük balıkları, borunun altındaki minicik çökeğe atmışlardı.
S. F. Abasıyanık - Bataklık, sazlık.
Low spot, hollow.
Bog, marsh, swamp.
Reedbed.
Sediment, deposit; precipitate.
çukur
- Çevresine göre aşağı çökmüş olan yer
- Çene ve yanaktaki gamze
- Mezar
Deep-set.
Sunk.
Hollow.
Concave.
Hole.
Cavity.
Scoop.
çökebilir
Sinkable.
çökel
- Taşan bir suyun çekildikten sonra bıraktığı tortu.
- Çökelti.
[çökelmek] settle, precipitate, deposit, sample out, subside.