zelil ne demek?
Kökeni: Arapça
- Hor görülen, aşağı tutulan, aşağılanan
Şımarık kantocu kim bilir hangi tesirler altında eski mütevazı, zelil, ahiretlik olmuştu.
R. N. GüntekinBatı'ya, bu zelil tavırla kabul ettirilmesi mümkün hiçbir şey olamazdı.
N. F. Kısakürek - Despicable.
- Very contemptible.
- Obsequious.
zelil etmek
- Hor görmek, aşağılamak, önem ve değer vermemek
zelil olmak
- Hor görülmek, aşağılanmak