zeka ne demek?
Kökeni: Arapça
- İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset
Çok görmüş halk adamlarına mahsus pratik bir zekâsı vardı.
R. N. GüntekinHerkesin gönlünü almayı bilecek zekâya sahipti.
Ayla Kutlu - Yeni sorunları karşılayarak uygun çözümler bulmak amacıyla, zihnin tüm ögelerini amaca uygun kullanabilme yeteneği ya da gücü.
- Insanın düşünme, akıl yürütme, nesnel gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tümü, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset.
- Bk. anlak
- Brain.
- Ingenuity.
- Intelligence.
- Mentality.
- Mind.
- Sense.
- Mental.
anlak
- Bkz. bellek, hafıza
- Psişik süreç ve etkinliklerin tamamını içine alan bellek
- Zekâ.
- Beynin bilgileri toplama, depolama ve hatırlama yeteneği
- Anlama ve kavrama kapasitesi
- Intelligence.
- Intelligence
zeka bölümü
- Bir kimsenin zihin gücünün hangi düzeyde bulunduğunu gösteren değer.
- Bir kimsenin zihin gücünün hangi düzeyde bulunduğunu gösteren değer.
- Bk. anlak bölümü
- Zekâ yaşının, takvim yaşına bölünmesinden ortaya çıkan sayının 100 ile çarpımından elde edilen ve bir kimsenin zihin gücünün hangi düzeyde bulunduğunu gösteren değer. (Z.B.)
- Intelligence quotient.
zeka derecesi
- Intelligence quotient.