yorulmak ne demek?
- Yorgun duruma gelmek
Artık ciddiyetten yorulmuş gibi silkinerek kısa ve gevrek kahkahasını attı.
P. Safa - Bir sebebe bağlanılmak, yorumlanmak.
- Be done.
- Exhaust.
- Fatigue.
- Feel tired.
- Get tired.
- Tire.
- Be tired.
- Wear out.
- Weary.
- To get tired.
- Grub along.
- Put about oneself.
- Toil.
yorgun
- Çalışma vb. sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan
- All in.
- All out.
- Bushed.
- Done.
- Drawn.
- Effete.
- Forworn.
- Worn to a frazzle.
- Jaded.
yorulmak bilmez
- Indefatigable, tireless, unwearied, unwearying, weariless.
yorulma
- Yorulmak işi.
- Getting tired.
- Fatigue.
- Allowed time.
- Toil.
- Frazzle.