yormak ne demek?
- Yorgun duruma getirmek
Teknik teferruatla okurlarımı yormak istemiyorum.
F. R. Atay - Sıkıntıya sokmak, üzmek
Ömer, kalbimi en çok yoran bir sima gibi hatırımda kaldı.
H. E. Adıvar - Bir anlam vermek, yorumlamak
Hayvanlara insanca duygu ve düşünceler yormak ne derece doğrudur bunu da kestiremiyorum.
H. Taner - Bir sebebe bağlamak, bir duruma işaret saymak.
- Take out.
- Task.
- Tire.
- Tucker.
- Tucker out.
- Wear out.
- Wearisome.
- Weary.
- To ascribe.
- To attribute.
- To interpret.
- To presage.
- Break through.
- Overstrain.
- Refer.
- Shag.
- Tell on.
- Wear.
- Weary out.
- Attribute.
- Cream.
- Do in.
- Do up.
- Exhaust.
- Fag out.
- Fatigue.
- Frazzle.
- Knock out.
- Poop.
- Prostrate.
- Strain.
yorgun
- Çalışma vb. sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan
- All in.
- All out.
- Bushed.
- Done.
- Drawn.
- Effete.
- Forworn.
- Worn to a frazzle.
- Jaded.
yorma
- Yormak işi.
- Attribution.
yormamak
- (neg. form of yormak) attribute, cream, do in, do up, exhaust, fag, fag out, fatigue, frazzle, knock out, poop, prostrate, strain, take out, task, tax, tire, try, tucker, tucker out, wear out, wearisome, weary.