yontmak ne demek?
- Bir şeye istenilen biçimi vermek için dış bölümünü keskin bir araçla biçmek, kesmek
Boş zamanlarında tahta kaşık, kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı.
N. Araz - Bir kimsenin azar azar parasını çekmek, birinden para sızdırmak
Hacı beyi yontacak, ondan bir hayli fazla para sızdıracaktı.
E. E. Talu - Bir şeyi kendi görüşüne göre değerlendirmek.
Chip.
Chisel.
Whittle.
To cut.
Chip into shape.
To dress by sutting.
To sharpen.
To exploit.
Milk.
To chip.
To dress.
To squeeze out of.
Hack.
Pare.
Sculpture.
Sharpen.
yontma
- Yontulmuş veya yontularak yapılmış.
- Yontmak işi
Carving.
Trim.
yontma tas
Cut stone