yoksul ne demek?
- Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), yoksuz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı
Onu ... zavallı, yoksul çevresinde bırakıp gidebileceğini hiç düşünmüyordu.
H. E. AdıvarO kadar yoksulmuş ki rüyasında bile eline para değmemiş.
E. Şafak - İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersiz
Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum.
M. Ş. Esendal - Hand-to-mouth.
- Indigent.
- In need.
- Needy.
- Pauper.
- Penurious.
- Poor.
- Poverty-stricken.
- Poor person.
- Deprived.
- Destitute.
- Destitute fakir.
- Poor person fakir.
- Mean.
- Without means.
- Necessitous.
- One- horse.
- Seedy.
yoksul ev
- Slum.
yoksul kimse
- Casual, have not.