yel üfürdü, sel götürdü ne demek?
- Mal birdenbire ve sebepsiz ortadan yok oluverdi.
yel
- Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, rüzgâr.
- Romatizma ağrısı.
- Kalın bağırsaktaki gaz.
- Bkz. rüzgâr.
- Hlk. Agalaksi.
- Esinti, rüzgar.
- Wind.
- Flatus.
- Flatulence.
- Rheumatic pain.
yel aşındırması
- Yelin ve yellerle devindirilen taş parçacıklarının yaptığı mekanik aşındırma.
- Corrasion, abrasion, eolien erosion.
- Korrasion
- Corrasion, abrasion
sel
- Sürekli yağmurlardan veya eriyen karlardan oluşan, geçtiği yerlere zarar veren taşkın su, su taşkını.
- Hareket hâlindeki büyük kalabalık, yığın
- Etki ve iz bırakan güçlü durum veya davranış.
- Eğimli yamaçların, özellikle bitki örtüsünden yoksun olanlarda görülen boyları kısa, ancak aşırı eğimleri nedeniyle yeğin yağmurlardan sonra bol su taşıyan, hızlı akışlı düzensiz akarsular.
- Yoğunluk
- Sürekli yağmurlardan ve eriyen karlardan oluşan taşkın su.
- Baş yarmak.
- Flood.
- Flooding.
- Inundation.