yedirme ne demek?
- Yedirmek işi.
- Yağ, kireç ve kendirden yapılan, su borularını birbirine tutturmaya yarayan macun.
- Getting to eat feeding.
yedirmek
- Yemesini sağlamak.
- Ağzına yiyecek vermek, beslemek, karnını doyurmak.
- Bir şeyi azar azar başka bir şeyin içine karıştırarak belli olmayacak duruma getirmek.
- Bir fazlalığı herhangi bir biçimde kullanmak.
- Nefis, namus, şan, kibir vb. kavramlarla kullanıldığında yakıştırmak, yaraştırmak.
- Bir kimseye rüşvet vermek.
- Feed.
- Rub in.
- To let eat.
- To feed.
yedirmek
- Yemesini sağlamak.
- Ağzına yiyecek vermek, beslemek, karnını doyurmak.
- Bir şeyi azar azar başka bir şeyin içine karıştırarak belli olmayacak duruma getirmek.
- Bir fazlalığı herhangi bir biçimde kullanmak.
- Nefis, namus, şan, kibir vb. kavramlarla kullanıldığında yakıştırmak, yaraştırmak.
- Bir kimseye rüşvet vermek.
- Feed.
- Rub in.
- To let eat.
- To feed.
yedirmemek
- (neg. form of yedirmek) feed, rub in.