yaygınlık ne demek?
- Yaygın olma durumu.
- Belli bir dönemde bir hastalık veya parazitin görünme sıklığı, bir asalak türüyle enfekte olan balıkların, toplam incelenmiş olan balıklara yüzde oranı, prevalens, prevalans.
- Penetration.
- Beign widespread.
- Catholicity.
- Prevalence.
yaygın
- Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan.
- Çoğu kimselerde görülen, beğenilen, sevilen
- Sınırı genişlemiş
- Bütün organa veya vücuda yayılmış, diffuz, dissemine
- Broad.
- Catholic.
- Common.
- Diffuse.
- Diffusive.
- Endemic.
yaygınlaşma
- Yaygınlaşmak işi.
- Kültür değer ve özelliklerinin, göç ya da benimseme yoluyle bir bölgeden ötekine ya da aynı bölgede, bir kümeden başka bir kümeye yayılması.
yaygınlaşma kuramı
- Benzer kültürlerin insanın yaradılışındaki benzerlik yüzünden bağımsız olarak gelişebildiğini savunan evrensel kurama karşı olarak ileri sürülen ve kültürün, örneğin Mısır gibi özeklerden yayıldığını savunan görüş.