yardım ne demek?
- Kendi gücünü ve imkânlarını başka birinin iyiliği için kullanma, muavenet
Bu, bir ricada bulunacak, bir yardım isteyecek sandı.
M. Ş. Esendal - Bir ülkeye bağış veya ödünç olarak verilen para ve ihtiyaç maddeleri.
- Etki
Otların üstünde, ağaçların yapraklarında kalan yağmur damlaları rüzgârın da yardımıyla öğleye kadar kurudu.
N. Cumalı - Bağış, iane.
- Assist.
- Assistance.
- Backing.
- Backup.
- Booster.
- Comfort.
- Contribution.
- Cooperation.
- Dole.
- Donation.
- Donative.
- Favor.
- Favour.
- Furtherance.
- Hand.
- Help.
- Helpfulness.
- Lift.
- Relief.
- Rescue.
- Shot.
- Stand-by.
- Succor.
- Succour.
- Support.
- Sustenance.
- Welfare.
- Auspices.
- Benefaction.
- Boost.
- Cooperate.
- Guidance.
- Ministration.
- Push.
- Recourse.
- Service.
- Patronage.
- Helping hand.
- Sustanence.
- Aid and comfort.
- Aiding.
- Backing up.
- Benevolence.
- Benevolent contribution.
- Easer.
- Good offices / international law.
- Helping.
- Aid.
yardım al
- Get help
yardım alan kimse
- Donee, grantee.